drs etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
drs etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Nisan 2011 Çarşamba

DRS: Süper Fikir

2011'de Formula 1 büyük yeniliklerle başladı.

Alman pilot Nico Rosberg'e göre bu yenilikler arasında en iyi fikir DRS (Hareketli Arka Kanat).

"2011'deki yarışlar için sıkıcı demek mümkün değil. DRS kesinlikle harika bir fikir. Artık çok daha fazla geçiş var ve izleyiciler için yarışların heyecan düzeyi inanılmaz derecede arttı. DRS'yi yeterli bulmayanlar için Pirelli var. Bazıları lastikleri eleştiriyor olsa da bence Pirelli Formula 1'e yepyeni bir heyecan kattı"

Ferrari takım patronu Stefano Domenicali ise DRS'ye temkinli yaklaşıyor:

"Sistemin doğru çalışması ve verimli olabilmesi için pek çok değişkenin aynı anda işlemesi gerekiyor. DRS için belirlenen başlangıç/bitiş noktaları, sistemin aktif olduğu anda lastiklerin aşınma durumu ve hamuru gibi bir çok değişkene karşı verdiği tepki çok farklı. DRS'nin başarılı olabilmesi için biraz daha üzerinde çalışmak gerekiyor."

28 Mart 2011 Pazartesi

Geleneksel Tartışma Başladı

Formula 1'in gelenekselleşen tartışması bu sezon da ilk yarışın hemen ardından başladı.

F1 çevrelerinin katılımıyla gerçekleştirilen etkinlikte yeni kuralların sezonu nasıl etkileyeceği tartışılıyor.

Her sene olduğu gibi bu sene de ikiye bölünen Formula 1 dünyasında, 2011'de uygulamaya geçilen yeni kuralların gözden geçirilmesi gerektiği görüşlerine, kuralların etkisini tartışmak için erken olduğu yorumlarıyla cevaplanması ile karşılık verilmesiyle açılış yapıldı.

Haber şakayla karışık ama gerçek...

Odak noktasında üç temel değişiklik var: KERS, DRS (hareketli arka kanatlar) ve yeni lastikler.

Bazı çevreler, KERS'i kullanan diğer takımların, sistemi kullanmayan Red Bull'un hızına yetişememiş olmasından yola çıkarak, KERS'in fark yaratamayacağı görüşünü savunuyorlar.

DRS için de etkinliğinin henüz anlaşılamadığı yorumları yapılıyor.

Ferrari takım paronu Stefano Domenicali, yeni kuralları değerlendirmek için erken olduğunu ifade edenlerden biri... "Avustralya'da DRS'nin kullanımına izin verilen yer takvimin en kısa düzlüklerinden biri. Değerlendirme yapmak için bir süre daha beklemek gerekecektir. KERS ise daha çok bulunduğunuz konumu koruma amaçlı kullanılabilir. Bekleyip göreceğiz"

İlk yarıştan zaferle ayrılan Red Bull'un takım patronu Christian Horner ise sözlerine "KERS'i kullanmadığımız için yorum yapamayacağım" diyerek başladı. Horner lastikler sayesinde yarışların çok daha stratejik bir anlam kattığını belirtti ve DRS konusunda Domenicali ile aynı fikirdeydi.

10 Mart 2011 Perşembe

“Kurallar Konulmalı”

Rubens Barrichello, hareketli arka kanatların kullanımı konusunda derinlemesine ve net kurallar uygulanmaması durumunda bu yeni teknolojinin güvenlik açısından tehlike oluşturabileceğini söyledi.

“Hareketli kanatlar yalnızca uzun düzlüklerde ve geçiş yapılırken kullanılmalı. Antrenman ve sıralama turlarında hızlı virajlarda kullanılmaya kalkılırsa ciddi kazalara neden olabilir. Bu F-kanalı gibi bir teknoloji, her virajda kullanılırsa kabus haline gelebilir” ifadelerini kullanan Brezilyalı pilot, sıralama turlarında daha iyi zaman dereceleri elde etmek isteyebilecek pilotların ciddi kazalar yaşayabileceğine dikkat çekti.

KERS ve hareketli arka kanatların kullanımının pilotların yola olan konsantrasyonlarının azaltabileceğini de sözlerine ekleyen tecrübeli pilot, “Olası tehlikeleri iyi değerlendirmeli ve gereken önlemleri almalıyız” diye konuştu.

8 Mart 2011 Salı

2011′in Teknolojisi

Hareketli arka kanatlar ve KERS ile ilgili Serhan Acar’ın kaleminden okunması gereken bir makale…

“2011’de Formula 1 pilotlarını, belki de otomobilin kendisini kullanmak kadar zor bir görev bekliyor: direksiyon ve kokpitteki butonlarla başa çıkabilmek.

Sponsor getirerek yarışanları saymazsak, F1 pilotlarının, büyük çoğunluğunun doğuştan gelen yetenekleri sayesinde bu noktaya geldiğini hepimiz biliyoruz. Aslında bu yeteneği tarif edebilmek de oldukça güç; ama kısaca normal insanların ulaşamayacağı hızlarda ve çabuklukta otomobil kullanmak olarak tanımlayalım. Bu yeteneğin büyük bir kısmı ise, pilotların fiziksel özelliklerinden ziyade, zihinsel güçlerinden kaynaklanıyor.

Çok kez şampiyon olmuş büyük pilotları, diğerlerinden ayıran önemli özelliklerden birisi de bu: zihinlerinin tamamını otomobili kullanmaya ayırmak zorunda değiller. Bir yandan pist üstünde otomobille mücadelelerini otomatik olarak yaparken; bir yandan da yarış içindeki olayları, otomobilin muhtemel durumunu, stratejik kararları, rakiplerin yapabilecekleri hamleleri ve hatta pitte yapılması gereken değişiklikleri düşünebiliyorlar. 2006 İstanbul Park’ta Schumacher’in 7. viraj çıkışından, 8. virajın sonuna kadar mühendisiyle konuştuğunu dinlemiştim telsizden. Hani herkesin, F1’in en zorlu virajlarından olduğunu düşündüğü 8. virajı dönerken!

İşte bu söylediğim zihinsel kapasite anlamında, daha üstün olan pilotlar bu sene diğerlerinden biraz daha avantajlı olabilir. Neden mi? Çünkü pilotların, bu sene otomobili kullanmanın dışında yapmaları gereken pek çok şey daha var. KERS ve hareketli arka kanatların dünyasına hoş geldiniz.

Daha sene başlamadan en çok tartışılan yenilik, hareketli arka kanatlar oldu. Bildiğiniz gibi FIA Geçiş Çalışma Grubu (OWG), 2009’da ön kanat açısının toplamda 6 dereceye kadar ayarlanabilmesine izin vermişti. Arkadaki otomobilin türbülansta kaldığında aerodinamik dengesini değiştirmesini hedefleyen bu yenilik, gördüğümüz atak sayısı anlamında pek bir işe yaramadı. Bazı pilotlar, bunu pitte yapılacak ön kanat ayarı yerine kullanırken, bazıları da sistemi hiç kullanmamayı tercih etti. Sonunda işi basitleştirmek ve tasarruf yapmak adına hareketli ön kanatlar, iki yıllık denemenin ardından yasaklandı.

Bu yasağın hemen ardından, daha büyük bir etki yapabilecek hareketli arka kanatlar ortaya çıktı. Şu anki sistem, antrenman ve sıralama turlarında herhangi bir sınırlama olmaksızın kullanılabiliyor. Yarışta ise sadece starttan veya güvenlik aracı çıktıktan iki tur sonra sistem aktif hale geçecek. Her pistte, FIA’nın belirleyeceği sadece bir düzlükte kullanılabilecek bir sistemde; yarış içinde takip ettiği otomobile bir saniye kadar yaklaşan pilotlar, bu kullanım noktası geçildikten sonra kanat açısını düşürüp 15 km/s’e kadar hız kazanabilecekler. Pilot frene bastığı anda, sistem devre dışı kalacak ve arka kanat normal haline dönecek. KERS sisteminin aksine, savunma yapan pilotun hareketli arka kanadı kullanma şansı yok. Duruma bağlı olarak bir pilot, bir düzlükte belki de bir değil, iki veya üç rakibine bile geçilebilir. Geçiş sayısının istenenden fazla olmasını engellemek için FIA, her yarışta bu atak yerini ve takip mesafesini değiştirebilecek.

İlk başta kulağa iyi bir fikir gibi gelse de, bu sistemle ilgili endişeler de yok değil. Öncelikle çok komplike gibi gözüken sistemin ‘atak yapmayı çok suni bir şey’ haline getirmesi tehlikesi var. Düşünsenize, bazen tüm yarış boyunca ‘o sihirli anı, geçiş anını’ bekliyoruz televizyon başında. Evet çoğu zaman olmuyor; ama Barrichello’nun Macaristan’da yaptığı gibi bir atakta heyecanlanmamak mümkün mü? Bunun yerine, bir saniye arkaya gelen her pilotun önündekini geçmesi, işin tadını kaçıracaktır. Bir tur sonra aynı yerde ne olacak peki? Az önce geçilen pilotun, yerini alma ihtimali doğacak. İşte bu nedenle atak yapacak pilotun, rakibinin ardında son tura kadar beklemesi ihtimali de var kağıt üstünde. Dileriz, iş NASCAR’da olduğu gibi heyecan vermeyen geçişler silsilesine dönüşmez.

Öte yandan, bir spor müsabakasında en istenmeyen şey, izleyicinin kuralları ve gidişatı anlayamamasıdır. Spor kompleks hale geldikçe, takibi zorlaşır. Umarız, ekran başındaki seyirciler ne zaman KERS, ne zaman hareketli arka kanat kullanıldığını, grafikler vasıtasıyla görebilirler.

Pilotlar kısmına geri dönersek, bu yeni arka kanat dışında pilotların yeniden uğraşmaya başlayacakları KERS sistemi de var. Önce KERS’in şarj edilmesi, sonra da tur içinde belli stratejik noktalarda, önceden belirlenen miktarlarda kullanılması var. 2009’un sonlarına doğru en iyi KERS’e sahip olan McLaren, sistemden avantaj sağlamaya başlamıştı. Ancak KERS’in, startlar dışında geçişlere çok da büyük bir katkı yaptığını söyleyemeyiz. Hatta sistem, daha çok savunma amaçlı olarak, geçilmemek için kullanıldı.

Tabii tüm bu sistemleri direksiyon üstündeki buton ve yapılacak iş sayısını çok artıracak. Pilotlar, bir yandan çok kısa süre içinde doğru kararları alıp, doğru buton veya anahtarları çevirmeye çalışırken; bir yandan da hala otomobili kullanıp rakiplerine karşı mücadele edecekler. Özellikle yağışlı havalarda, işler daha da zorlaşacak. Zaten her zaman yapmak zorunda oldukları fren dengesi, diferansiyel ayarları, yakıt-hava karışımı, motor haritaları gibi değişikliklerden bahsetmiyorum bile. Geçen sene bazı pilotlar F kanalı ile başa çıkmakta zorlanmış; hatta Petrov Singapur’da sistemi kullanmaktan vazgeçmişti.

Bu yeni sistemlerle beraber, direksiyonların tasarımı üzerinde de çalışmak gerekti. Özellikle butonların, kullanım amaçlarına göre pilotlar için kusursuz yerlerde olması ve hiç düşünmeden otomatik şekilde kullanılabilmesi gerekiyor. McLaren’in test pilotu Gary Paffett simülatördeki ilk denemelerde, KERS ve yeni arka kanadı kullanırken pist dışına çıkıp kaza yapmış. Artık pilotlar, illüzyonistlerin el çabukluğuna benzer şekilde sürekli üç dört farklı ayarı yapmak durumunda kalacak. Bir yandan da yarışmaya devam edecekler.

Kısacası F kanalını, pilotlar otomobili tek elle kullanmak zorunda kaldığı için güvenliği tehdit ettiğinden dolayı kaldıran FIA, bu sene pilotların işini daha da zorlaştırmış oldu. Dileyelim ki, bu yeni sistem işe yarasın ve iki sene sonra başarısız olunan bir başka deneme olarak rafa kalkmasın.”