31 Aralık 2010 Cuma

Brawn: "Bırakmıyorum"


2010'da beklentilerin altında kalan Mercedes takım patronu Ross Brawn, istifa edeceği yolundaki söylentileri yalanladı.

Mercedes'in çok daha başarılı bir takım haline gelebileceğini ve bunu başarmadan ayrılmayı düşünmediğini belirten Brawn, "Bu takımı başarıya ulaştırmadan bırakmayacağım" dedi.

Güçlü rakipleri Red Bull, Ferrari ve McLaren'den daha fazla kaynağa sahip olmadıklarını ve 2011 otomobilinin geliştirilmesine erken başlamalarının çok büyük bir fark yaratmayacağını belirten tecrübeli patron "2009'daki başarıyı tekrarlamamız kolay değil. Ancak iyi bir otomobilimiz olacak. Ne kadar iyi olduğunu onu piste çıkarttığımızda anlayacağız. Hedeflediğimiz otomobili yaratabilirsek, onu sezon içerisinde geliştirecek bir organizasyona sahibiz" diye konuştu.

29 Aralık 2010 Çarşamba

Otomobilde Cep Telefonunu Unutan Kim?



Cep telefonunuzu otomobilinizde unuttuğunuz olur arada sırada... Gayet normal...

Ancak söz konusu telefon bir Formula 1 otomobilinde unutulunca durum biraz anormalleşiyor...

Renault pilotu Robert Kubica, antrenman turları sırasında otomobilin içinde bir cep telefonu bulunca takım telsizinden durumu bildiriyor ve soruyor, "ne yapayım bu telefonu?"

Sonunda Kubica'nın garaja doğru yaklaşıp telefonu uygun bir yere atmasına karar veriliyor.

Telefonun sahibinin kim olduğu ise bilinmiyor.

28 Aralık 2010 Salı

Hamilton'dan Samimi İtiraf


McLaren’in İngiliz pilotu Lewis Hamilton, özel hayatındaki bazı problemlerin 2010 yılındaki şampiyonluk mücadelesini etkilediğini söyledi.

BBC televizyonuna verdiği röportajda Hamilton detaylara inmek istemediğini ancak pist dışındaki hayatın iniş çıkışları aklından çıkarmakta zorlandığını dile getirdi.

“İnsanların özel hayatı yeterince kolay ve mutlu olamayabiliyor. Geçmişte yaşananlar ve bugünkü davranışlarınız sizi istemediğiniz şekilde çevreleyebiliyor. Yarış günü otomobile bindiğinizde tüm bunları aklınızdan çıkartıp piste odaklanmak çok kolay değil. Aileniz, arkadaşlarınız ve etrafınızdaki pek çok insan bir şekilde performansınıza etki edebiliyor”

2011 sezonu öncesinde özel hayatındaki sorunları çözüp daha temiz bir zihinle yarışmak istediğini belirten İngiliz pilot, son dönemde pek çok sorunla uğraşmasına rağmen performansına kaldığı yerden devam eden Amerikalı golf oyuncusu Tiger Woods’u kendisine örnek aldığını söyledi.

Hamilton, “2010 pilotlar şampiyonasındaki dördüncülük benim için hayal kırıklığı oldu. Kariyerimde uzun bir süredir ilk üçün dışında kalmamıştım. Kendimle guru duymadığım bir sezon oldu. Çok daha iyisini yapabilirdim ama olmadı” diye konuştu.

Mark'ın Kedisi


Red Bull pilotu Mark Webber'in hayvan sevgisi pek ünlü... Avustralyalı pilotun evinde ve bahçesinde tavuk dahil pek çok hayvan yaşıyor.

Başının üzerinde yeri olan bu sevimli hanım efendinin adı Kisha...

Kisha ile tanışana kadar kedilerle pek arası yokmuş Webber'in. Ancak bu sevimli küçük hanım Mark'ın fikrini değiştirmiş. Öyle ki uzun süre boyunca 32 yaşındaki pilotun sırtında bu şekilde oturabiliyor.

Söz gelimi bu fotoğraf çekildiğinde 30 dakikadır bu halde oturuyorlarmış...

27 Aralık 2010 Pazartesi

Alonso: "Vettel Beni Korkutmuyor"


Fernando Alonso, son şampiyon Sebastian Vettel ile aynı takımda yarışmaktan çekinmediğini söyledi.

Ferrari başkanı Luca di Montezemolo’nun, Alman pilotu takımda görmek istediğini açıklaması üzerine yakın gelecekte kırmızı otomobilin kokpitine geçmesi beklenen Sebastian Vettel ile takım arkadaşı olmaktan korkmadığını ifade eden Alonso, “Bir gün Ferrari’de birlikte çalışmaya başlamak benim için problem olmaz” dedi.

“Hiçbir pilotla aynı takımda olmaktan ya da karşılaşmaktan çekinmedim. Hiçbir takım arkadaşımdan da korkmadım. Şimdiye dek benden daha iyi sonuçlar elde edebilen bir takım arkadaşım da olmadı. Bu yüzden, kimseden korkmama için bir sebep yok” diye konuşan Alonso, bu konuda çok fazla konuşmak istemediğini de sözlerine ekledi.

İspanyol pilot, 2011 yılı otomobilini heyecanla beklediğini belirtti. Yeni sezonda hedeflerinin İtalyan takımın sahip olduğu prestije yakışır bir başarı elde etmek olduğunu dile getiren Alonso “Ferrari’nin hedefi her zaman şampiyonluktur” diye konuştu.

26 Aralık 2010 Pazar

Newey: "F1 Tahmin Edilemez"


Takımına getirdiği iki şampiyonluk ile 2010 sezonun en başarılı otomobili olduğunu kanıtlayan RB6’nın tasarımcısı Adrian Newey, 2011’de aynı başarının tekrar edilip edilemeyeceğini tahmin etmenin imkansız olduğuna dikkat çekti.

2011 için üretimi sürdürülen RB7’nin, RB6’nın üzerinde bir başarı gösterip gösteremeyeceğini bekleyip görmek zorunda olduklarını ifade eden Newey, “Motor yarışlarının en güzel tarafı, her şeyin çok hızlı bir şekilde değişmesidir. Kış boyunca tüm takımlar ellerinden gelen en iyi otomobili yaratmaya çalışacaklar. Kendimize güveniyoruz. Son iki yılın en iyi aracını yaptık. Ancak bu üçüncü yılda sürdürülebilecek bir başarı mıdır? Bilemiyorum” dedi.

Hızdan önce dengeli ve istikrarlı bir otomobil yaratmaya çalıştıklarını vurgulayan Newey, 2010’un uzun ve zor bir yıl olduğunu sözlerine ekledi.

25 Aralık 2010 Cumartesi

"Şampiyonluk 3 Yıllık Proje"


Efsane pilot Michael Schumacher, F1'e geri dönüşünün ardından sekizinci şampiyonluğu kazanmasını bekleyenlere cevap verdi.

"Mercedes olarak hedefimiz elbetteki şampiyon olmak. Ancak bir takım kurup piste çıkıp şampiyon olmamızı kimse beklememeli. Mücadelenin üst seviyede olduğu bir spor bu. Şampiyonluk da ancak en iyi şekilde hazırlanıp ulaşacağınız bir hedeftir ve kendimize bu hedefe ulaşmak için 3 yıllık bir süre tanıdık. Daha erken olursa ne güzel"

23 Aralık 2010 Perşembe

FIA'nın Yeni Önerisi


FIA, Formula 1 otomobillerinin güvenliklerinin arttırılması amacıyla, araçların önüne koruma yapılmasını önermeye hazırlanıyor.

Autosprint internet sitesi tarafından hazırlanan yukarıdaki görüntü, önerinin kabul edilmesi durumunda nasıl bir uygulamaya gidileceğinin canlandırmasını...

Uygulama, Felipe Massa'nın yaralanmasına, F2 pilotu Henry Surtees'in ise ölümüne neden olan, aracın ön tarafından kopan parçanın pilota zarar verebileceği kazalara karşı koruma önerisi olarak getiriliyor.

Ancak bu tarz bir korumanın aerodinamik açıdan otomobilin karşılaşabileceği hız yitirmesine karşı henüz test edilmediği de belirtiliyor.

Michael Schumacher ile Vitantonio Liuzzi'nin Abu Dabi'de, Karun Chandhok ile Jarno Trulli'nin ise Monaco'da yaşadığı gibi, iki otomobilin birbirinin üzerine çıktığı durumlar için korumanın daha da tehlikeli bir hal alıp almayacağı ise bir başka soru işareti...




Petrov: "F1 Bambaşka Bir Deneyim"


Lotus Renault F1 takımı ile 2 yıllık sözleşme yaparak F1 kariyerine devam etme şansı yakalayan Rus pilot Vitaly Petrov, anlaşmanın ardından yaptığı röportajda kendisinden beklenen performansı göstermek için elinden geleni yapacağını söyledi.

F1’de kalmanın kendisi için çok önemli olduğunu ve bu hedefini yerine getirebildiği için çok mutlu olduğunu ifade eden Petrov, “F1 otomobiline her binişimde kendimi Noel sabahına uyanmış bir çocuk gibi hissediyorum. İnsanlar, hayatın F1 aracına binmekten ibaret olmayacağını düşünebilirler. Ancak 24 otomobilden birinin pilotu olmanın anlamı gerçekten çok büyük. İşimden asla şikayet etmedim, tüm zorluklarına rağmen” dedi.

2010 sezonunda pek çok özel an yaşadığını ancak Şangay pistinde Michael Schumacher ve Mark Webber’i geçerek ilk puanlarını almasını ve Türkiye’deki sıralama turlarında son bölümde mücadele etmesini en önemli olaylar olarak gördüğünü söyledi.

Petrov, 2011’de de kendisini KERS ve Hindistan yarışı gibi çok özel ve yeni deneyimlerin beklediğini ve sezon öncesi çok heyecanlı olduğunu belirtti.

Başkan Vettel'i İstiyor


Ferrari başkanı Luca di Montezemolo, F1 tarihinin en genç dünya şampiyonu Sebastian Vettel'i takımında görmek istediğini söyledi.

İtalyan patron, "Vettel genç, yetenekli ve hızlı. Bir gün mutlaka kırmızı otomobilin kokpitine geçecek. Bugün değilse bile gelecekte" diye konuştu.

Sebastian Vettel bir süre önce yaptığı açıklamada, Ferrari takımının bir parçası olmanın çok özel olacağını düşündüğünü söylemişti.

Bu açıklamalar F1 medyasında, "Vettel Massa'nın yerine geçecek" söylentilerine yol açtı.

Hem Massa'nın Ferrari ile hem de Vettel'in Red Bull ile 2012 yılına kadar sözleşmeleri sürüyor. Eğer bu süre içerisinde yeni bir anlaşma imzalanmazsa, Vettel'in Ferrari'de yarışma ihtimali için en yakın tarih 2013 gibi görünüyor.

22 Aralık 2010 Çarşamba

"Eleştiriler Haklı"


Mercedes GP ile anlaşarak Formula 1’e geri dönmesinin üzerinden geçen 1 yılın sonunda, Michael Schumacher kendi internet sitesinde geçen sezonu değerlendirdi.

Kendisine yöneltilen eleştirilerin haklılık payı olduğunu kabul eden efsane pilot, “Performansımın geçen sezon çok iyi olmadığını kabul ediyorum. Bu konuda gelen eleştirilerle yaşayabilirim. Bunları beni daha iyiye götürecek şekilde özümsemeye çalışıyorum” dedi.

“Oldukça zorlu bir sene oldu. Beklentilerimize ulaşamadık. Hedeflerinize ulaşmak için savaşmak zorundayız. Bu benim hayat görüşüm. Mercedes GP’deki çalışanlarla birlikte, bizi başarıya götürecek bir yol çizmeye çalışıyoruz. Hiçbirimiz zorluklar karşısında pes edecek insanlar değiliz. Motivasyonumuz yüksek. Yeni sezonun başlamasını dört gözle bekliyorum.”

Mercedes GP ile çalışmaktan asla pişmanlık duymadığını ve kariyeri boyunca karşısına çıkan zorluklarla baş etmeyi öğrenmeyi başardığına inandığını ifade eden Schumacher, 2011’den beklentilerinin yüksek olduğunu söyledi.

Rosberg 2011'den Ümitli


2010 sezonuna büyük ümitlerle başlayan ancak otomobilin beklenen performansa ulaşamaması sonrası hedeflenen podyum derecelerine ulaşamayan Mercedes GP’de yeni sezon öncesi ümitli.

Takımın genç Alman pilotu Nico Rosberg, 2011 için fabrikadaki hazırlıkların henüz başında olduklarını hatırlatarak “Ross Brawn gibi bir patronumuz ve harika bir ekibimiz var. Bu bana önümüzdeki sezon için ümit veriyor” dedi.

Deneyim takım patronu Ross Brawn’ın, takımın eksikleri ve zayıflıklarının neler olduğu konusunda geçen seneden epey bilgi edindiğini belirten Rosberg, “Brawn takım içersinde pek çok yenilik ve değişiklik yaptı. Herkesin kendisinden beklenenleri kavraması ve isteklerin ortak bir paydada buluşması zaman alacaktır. Hedeflere ulaşılması için ne kadar zamana ihtiyacımız olduğunu öngörmem çok zor çünkü bu değerlendirmeyi yapabilecek kadar içlerinde değilim. Bu bir süreç ve benim için inanılmaz bir deneyim” diye konuştu.

Petrov, Lotus Renault ile Devam Dedi


Lotus Renault GP takımı, 2011'de yarışacak pilotlarını açıkladı...

Robert Kubica ile devam edecek olacak olan Lotus Renault F1 takımı, Vitaly Petrov ile iki yıl için anlaşmaya varıldığının açıklanması üzerine pilot kadrosunu tamamlamış oldu.

2010’da F1’de yarışarak Rusya’nın ilk Formula 1 pilotu olan Petrov, sporda iki yıl daha kalmayı garantilediği için mutlu olduğunu ifade etti: “Renault takımında çok şey öğrendim. Onlarla birlikte gelecek yıl yeniden yarışmak harika olacak. 2010 sezonunda çok şey öğrendim, artık daha başarılı olacağıma inanıyorum.”

Petrov, ilk sezonunda birçok kazaya karışsa da, ortaya koyduğu performanslar zaman zaman takımı etkiledi. Özellikle son yarışta Fernando Alonso’ya geçit vermediği Abu Dabi GP’si, Rus pilotun kariyerinin en dikkat çekici yarışı oldu.

Vettel, Ekselansları'nın Yardım Çağrısına Cevap Verdi


Dünya tenisinin iki süper kahramanı, Roger Federer ve Rafael Nadal, 21 Aralık akşamı Afrika'daki yardıma muhtaç çocukların eğitimine destek olmak amacıyla özel bir maç yaptılar.

Dünyanın dört bir yanından pek çok ünlü ismin katıldığı Zürih'teki maçın konukları arasında Sebastian Vettel de vardı.

En ön sıradan maçı izleyen Alman pilot, set arasında adının anons edilmesiyle bilrikte ayağa kalkarak izleyicileri selamladı.

21 Aralık 2010 Salı

Bay Williams'a Büyük Onur


Williams takımının sahibi Sir Frank Williams, BBC tarafından organize edilen ve gelenekselleşen Yılın Spor Adamları Ödül Töreni'nde, güçlüklere rağmen üstün başarılar elde eden spor adamlarına verilen
prestijli Helen Rollason ödülüne layık görüldü.

68 yaşındaki Williams, 1986 yılında geçirdiği trafik kazasında boynu kırıldıktan sonra tekerlekli sandalyeye mahkum kalmıştı. Yürüme yetisini kaybetmesine rağmen Frank Williams, 16 Dünya Şampiyonluğu ve 113 Yarış Zaferi ile Formula 1 tarihinin, Ferrari ve McLaren'in ardından üçüncü en başarılı takımının
başındaki görevini sürdürdü.

1987'de Kraliçe'nin Onur Listesi'nde yer alan, 1999 yılında Sir ünvanını alarak Formula 1 alanında bu onura ulaşan ilk isim olmayı başaran Frank Williams, ödül töreninde duygulu anlar yaşadı:

"Yeniden genç olsam, aynı hayatı bir daha yaşamak isterdim, hem de tek bir noktasını bile değiştirmeden. Elbette kazalardan kaçınarak... Bu ödül için Williams'takilerin enerji ve desteğine, elbette eşime ve aileme teşekkür ederim"

Vettel Almanya'da Yılın Sporcusu Seçildi

2010 F1 dünya şampiyonu Sebastian Vettel Almanya'da 2010 yılının sporcusu seçildi. Takımlarda Almanya Milli Futbol Takımı ve bayanlarda ise 2010 Kış Olimpiyatlarında iki şampiyonluğu bulunan Maria Riesch bu önemli ödülün sahibi oldular.

Yaklaşık 1500 spor yazarının oylarıyla belirlenen unvanlar, başarılarla geçen Vancour’da yapılan kış olimpiyatları, Güney Afrika’da yapılan Dünya Şampiyonası da dikkate alınarak yapıldı.

23 yaş ve 134 günlük Vettel Formula 1 tarihinin en genç dünya şampiyonu 4288 puanla birinci oldu.

Avrupa Masa Tenisi Şampiyonu Timo Boll 2088 puan alırken Golfçü Martin Kaymer 1763 puan aldı.

Boll, ‘’Hiçbir yerde 2. olmak bu kadar güzel değil’’ diyerek mutluluğunu dile getirdi.

Bayanlarda ise kombine ve salalom dallarında iki madalya kazanan Maria Riesch 3957 puanla birinci, Magdelena Neuer 3921 puanla ikinci oldu.

Milli takımlar sıralamasında ise Löw’ün Dünya Kupasında 3. Olan Alman Milli takımı 3436 puan ile milli takımlar birincisi oldu. Kürek milli takımı 1738 puanla ikici olurken Buz Hokeyi Milli takımı ise 1457 puanla üçüncü oldu.


Michael Schumacher'le Çok Özel


Formula 1 efsanesi Alman pilot Michael Schumacher, geçtiğimiz günlerde CNN'e çok özel bir röportaj verdi.

Schumacher, Trf1.net internet sitesinin derleyerek yayınladığı bu keyifli sohbette kendisine yöneltilen soruları büyük bir içtenlikle yanıtladı.


Motor sporlarına ilginiz nasıl başladı?

Michael Schumacher: Sanırım bu tamamen babamın suçuydu. Bana eski bir kart almıştı. 2-3 yaşındayken onu kullanıyordum. Bir gün göl kenarına balığa gittiğimizde bir motosiklet buldu. Onun motoruna baktı ve motor hâlâ çalışıyordu. Motoru go-kartıma koydu.

Evimizin olduğu yerde kaldırımlarda aracımı kullanıyorduk ve komşularımızdan bazıları korkuyordu. Bu yüzden gerçek bir piste gitmenin daha iyi olacağına ve daha güvenli koşullarda kullanmaya karar verdik.

Kaç yaşındaydınız?

MS: Dört.

O zaman bu işe 4 yaşındayken başladınız...

MS: Evet, 4 yaşındayken diğer çocukların pistte go-kart ile yarıştıklarını gördüm ve babam da açıkçası bana uygun bir şey hazırlamaya çalışıyordu. Sanırım go-kart ile ilk gerçek testim 5 yaşındayken oldu.

Sizin için büyük dönüm noktası ne zamandı?

MS: İlk büyük olayım 6 yaşında oldu. Yeteri kadar şanslı olduğum için, en iyi araca sahip olmamama rağmen kulüp şampiyonasını kazandım. Çok küçük ve hafif olmam bana yardımcı olmuştu. Ağırlık açısından şanslıydım ve kazandım ve o zaman bu işte devam edebileceğimi düşündüm.

İlk yarışınızı kazandığınızda neler hissettiniz?

MS: Çok özeldi. Formula 1'e gelirken yeteneklerinizi ne kadar kullanabileceğiniz konusunda şüpheleriniz oluyor ve daha sonra oradaki herkesin insan olduğunu ve normal olduğunu anlıyorsunuz. Sonunda yarış kazandığımda inanılmaz şeyler yaşadım.

Artık ne pahasına olursa olsun kazanmaya hazır mısınız?

MS: Hayır, izin verilenler çerçevesinde kazanmalıyım ancak evet, her zaman sınırları zorlarım.

Niçin emekli oldunuz? Ve neden geri döndünüz?

MS: Daha fazla tutkum ve motivasyonum olmadığı için emekli oldum. O zaman, harika zaman geçirdiğimi ve artık bırakmanın zamanı geldiğini, hayatta yapabileceğim farklı şeyler olacağını düşünmüştüm ve bunları yaptım.

Özgürlüğü çok iyi değerlendirdim ve şimdi tam tersi, spora dönme kararı verdiğim için çok mutluyum.

Niçin risk aldınız? Kazanabileceğinizden daha fazlasını kaybedebilirsiniz...

MS: Yaptığım işten keyif alıyorum. Keyif aldığım şeyi yapma hakkımın olduğunu da düşünüyorum. İsmimi lekeleyip lekelemeyeceğim, sizin olanlara bakış açınıza bağlı. Herkes farklı bir açıdan bakıp görüşünü açıklayabilir. Ben kararımdan ve insanlardan aldığım destekten memnunum.

Tehlike, hız ve heyecan bağımlısı mısınız?

MS: Ne demek istediğini anlıyorum ve evet, mücadeleye bağlıyım diyebiliriz. Tam olarak doğru kelime bu. Formula 1 hakkında konuştuğunuz adrenalin, kontrolsüz kazalar dışında pek olmuyor.

O zaman adrenalini tam anlamıyla yaşıyorsunuz. Diğer türlü aracı kontrollü bir şekilde limitte kullanırken keyif alıyor ve eğleniyorsunuz. Bunun hava dalışındaki adrenalinle alakası yok, asıl adrenalin o.

Siz en iyi sürücü ya da en iyi Formula 1 sürücüsü müsünüz?

MS: Hayır, çok fazla seri var ve F1 hakkında konuşmak zorundayız. Spor araçlar, DTM gibi seriler var. Kardeşim DTM'de ve ben de onu denedim. F1'de başardıklarımın anında orada başarılı olma şansım yok. O hissi alamadım.

Ünlü olmaktan keyif alıyor musunuz?

MS: Hayır, pist dışında ben ailesi ve arkadaşlarıyla birlikte olan Michael Schumacher olmak istiyorum. Ancak mevcut ün ve başarıyla birlikte, her iki tarafın da faydalanabileceği ortaklıklarımız oldu. Eğer birliktelikler arkadaşlığa dönüyorsa bundan keyif alıyorum.


Kaynak: Trf1.net
http://www.trf1.net/formula1_haberler/18337-michael-schumacher-ile-soylesi.html#ixzz18jlyXnY2

20 Aralık 2010 Pazartesi

Erbatur Ergenekon Detay'da...


Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri, hazırladıkları "Detay" dergisi için Erbatur Ergenekon ile İstanbul Park'ta koşulan Türkiye GP'si öncesi özel bir röportaj gerçekleştirmişlerdi.

Bizler de bu keyifli sohbeti sizlerle paylaşmak istedik...


Formula 1’de bir takımı mı yoksa bir pilotu mu tutuyorsunuz?
Takım ya da pilot tuttuğumu söyleyemem ama sempatim olan pilotlar var. Hamilton tarzıyla Formula 1’e ayrı bir renk katıyor. Button, bir şampiyon olmasına karşın oldukça alçakgönüllü. Raikkönen’i severdim, Montoya da öyle.

Sezonun dört yarışı sonucunda oluşan puan durumunu kısaca yorumlar mısınız?
Yeni kurallar yarışları oldukça etkiledi. Özellikle de yakıt ikmali değişikliği, araçların ağırlaşmasını ve turlar ilerledikçe hızlanmasına neden oldu. McLaren’ler çok iyi durumda. Button ve Hamilton çok hızlılar. RedBull’un araçları çok iyi. Dayanıklılık sorunları olmasa birçok yarışı 1 ve 2 olarak bitirirlerdi. Ferrari F 2010 aracının motoru yüzünden gerilerde kaldığını söyleyebiliriz. Mercedes’lerde hayal kırıklığı yaşadım. Ross Brawn’ın dehası ile Schumacher birleşince beklenti yükseliyor ama dingil mesafesini ayarlamada sorunları var. Bu sene için şampiyon adayım McLaren.

Sizce Force India, Lotus,Virgin, HRT gibi takımlar F1’e ne getirdi?
Yeni takımlar biraz hayal kırıklığı. Virgin araçlarını her ne kadar bilgisayarda oluştursa da daha iyisini bekliyordum. Lotus’un yükselişe geçeceğini düşünüyorum. Trulli son yarıştan sonra baya söylendi. Kovalainen kendini göstermek istiyor. Force India’da Sutil biz en büyük 5. takımız diyor ama hücumu yok. Yukarılara çıkacağını düşünmüyorum. Liuzzi F1 pilotu olacak kadar iyi değil.

M.Schumacher’in dönüşü hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bir hata mı?
Micheal’in dönüşünün hata olup olmadığını konuşmak yanlış. Onun F1’de olmasından dolayı mutlu olmalıyız. Onu eleştirecek durumda değiliz. Kazanmasını hepimiz istiyoruz ama olmazsa da üzülmemek lazım. Schumacher, F1’i tanımayanlara bu sporu sevdiren biridir.

Vettel için yeni bir yıldız mı doğuyor diyebilir miyiz?
Kesinlikle. Geçen sene bir röpotajda, Vettel’e bunu sormuştum. O da, ben Vettel’im, öyle anılmak istiyorum demişti. İddialı, bir o kadar da mütevazı biri. Enfes Liz’i ile birlikte onu şampiyonluklarda göreceğiz.

KERS (Kinetik Enerji Dönüşüm Sistemi) teknolojisi için ne diyorsunuz? Geri gelecek mi?
KERS teknolojisi etik olarak yasak. Eğlenceliydi ancak büyük takımlar ile küçük takımlar arasındaki farkı daha da arttırıyordu. Eğer eşit bir şekilde paylaştırılabilecekse kullanılsın.

İstanbul Park’ta favoriniz kim?
Button favori diyebiliriz, sürüş tarzı önemli. Mekanik bir spor olan F1’de büyük konuşmamak lazım ama RedBull takımı tarzı nedeniyle piste en uygun takım.

İstanbul Park denilince 8. viraj konuşulur. Sizce pistin en heyecan verici noktası neresidir?
8.viraj apeksleriyle birlikte acayip bir yer. Pilotlar 5G’lik bir kuvvete maruz kalıyorlar. Sırf Hamilton orada birini geçecek mi diye izlenebilir. Bence bu sefer heyecanı arttıracak şey taraftar olacak. Umarım tribünler dolar.

Bilet fiyatları hakkında ne düşünüyorsunuz? Seyirci için neler yapılabilir?
Bu sene biletlerde indirim yaptılar. Zaten bilet satışları şimdiden geçen senenin iki katına çıktı. Otopark ücretsiz olmalı. Şatıllar yaygınlaştırılmalı, internette tanıtım ve şehir organizasyonlarar artırılmalı diye düşünüyorum.


Kaynak: GSÜ Detay Dergisi
Hazırlayan: Ulaş Manazoğlu

http://detay.gsu.edu.tr/Dergi.aspx?Tip=Yazi&No=43

Alonso'nun Yılbaşı Kartı Yarışması

Fernando Alonso'nun resmi internet sitesinde 22 Kasım tarihinde çocuklar için bir resim yarışması açıldı.

Yılbaşı kartı resmi yaparak Alonso'ya gönderilen resimler arasında yapılan değerlendirme sonucu kazananlar belli oldu.

İşte, Fernando Alonso ürünlerinden oluşan hediye paketlerini kazananlar...

Birincilik Ödülü Juan Gomez Cantalejo


İkincilik Ödülü Nicolás Pertierra Sandoval



Üçüncülük Ödülü Manuel Quintas Martínez


Alonso: "Yenilikler Ferrari'ye Avantaj Sağlayacak"



Ferrari pilotu Fernando Alonso, 2011 sezonu öncesi yapılan yeni kural değişikliklerinin İtalyan takıma avantaj sağlayacağını söyledi.

Yeni kurallar sayesinde geçiş imkanının artacağı görüşünü savunan Alonso, “Formula 1’i izlemesi çok daha keyifli bir spor haline getirebilmek adına her sene yeniliklere gidiliyor. 2011 için yapılan KERS ve arka kanat değişiklikleri geçişleri arttıracağı gibi bize önümüzdeki rakipleri yakalamamıza yardımcı olacak hızı da getirecektir. Önümüzdeki sezon için kendime ve takımıma oldukça güveniyorum. Herkese çok daha keyifli bir şov sunacağımıza inanıyorum” dedi.

Özellikle KERS’in geri dönmesinin sporun gelişimi ve otomobillerin performansı için faydalı olduğuna inandığını dile getiren İspanyol pilot “KERS, arka kanatlar ve Pirelli lastiklere maksimum uyum sağlayacak ve tüm bu yeniliklerle daha da güçlenecek bir otomobil tasarlıyoruz” diye konuştu.

19 Aralık 2010 Pazar

Alonso ile Çok Özel Röportaj


Ferrari'nin İspanyol pilotu Fernando Alonso, Autosport'tan Jonathan Noble ile özel bir röportaj için bir araya geldi.

Turkiyef1.com internet sitesinden Ömer Said'in derlediği röportajda İspanyol pilot İtalyan takımdaki ilk senesine ve kendisine dair samimi açıklamalar yaptı.


"Abu Dabi'deki sezon finalinin ardından hayal kırıklığına uğrayan Alonso, Ferrari garajının arkasına çekildi ve sessiz sedasız içeceğini yudumladı. Bunu görenler Alonso'nun takımından hiç memnun olmadığını düşünebilirdi. Özellikle yapılan basit bir taktik hatası ile kaybedilmiş bir sezon sonrası kimse onun mutlu olmasını bekleyemezdi.

Fakat mağlubiyetin sıcak etkisi Alonso'nun üzerinden gittikten sonra kendini toparladı ve yaptığı ilk açıklamada 2010 sezonunun Formula 1'de geçirdiği en iyi sezon olduğunu söyledi.

İşte mağlup olduğu Abu Dabi'deki sezon finalinden önce Jonathan Noble, Alonso ile çok özel bir ropörtaj yapma imkanı buldu. Alonso 'kötü çocuk' imajı, geçirdiği sezon ve Ferrari ile ilgili görüşlerini aktardı. Ayrıca İngiliz basınına ağır eleştirilerde bulundu.

S. Bu sezonun kariyerindeki en iyi sezon olduğunu birkaç kez dile getirdin. Neden peki? Zor koşullarda başarılı olduğun için mi? Büyük bir puan farkını kapatabilmiş olman mı? Ferrari'den daha hızlı bir takıma karşı kafa tutman mı?

Fernando Alonso: Çünkü her sabah mutlu bir şekilde uyanıyorum. Bir Ferrari pilotu olarak, bence içinde kararlılığın, profesyonelliğin, dostluğun ve mutluluğun olduğu bir takım buldum. Takım olarak hiç pes etmedik, yani takım bana ne kadar profesyonel olduğunu ve ne kadar çok çalışabildiğini gösterdi. Kariyerimde ilk defa şampiyonaya böyle bir felsefe ile yaklaşan bir takım buldum. Dediğim gibi her sabah uyandığımda aynaya bakıyorum ve bu takımın bir üyesi olduğum için tebessüm ediyorum.

S. Takıma dahil olmadan önce Mclaren'da olduğu gibi işlerin kötü gidebileceği endişesini taşıyor muydun?

FA: Bence gayet sakindim. Takımda kış aylarından ve önceki yıllardan tanıdığım kişiler vardı, Maranello'ya ilk kez geçen senenin sonunda gitmiştim ve ortam beni etkilemişti. Bu yüzden, rahattım, ardından kış testlerinde rahat olmanın doğru olduğunu gördüm ve testlerde takıma iyice ısındım. Sürpriz bir şekilde en ufak bir sıkıntım olmadı.

S. Ferrari diğer F1 takımları gibi değildir. Maranello özel bir yerdir. Bunu ne kadar çabuk hissedebildin ve Ferrari'yi çalıştığın diğer takımlardan ayıran nedir sence?

FA: Dediğiniz gibi, bu normal bir F1 takımı değil. Çok daha fazlası. Bu bir felsefe. Bu bir yaşam biçimi ve İtalyan seyirciler için bir din. Ferrari'nin ne kadar büyük olduğunu görmek beni şaşırttı aslında. Bunu ancak Ferrari'nin içinden tam olarak anlayabilirsiniz. Burası farklı bir Dünya. Stefano Domenicali ve başkan di Montezemolo bana Ferrari'nin efsanevi tarihini gösterdiler. Maranello'da adım adım Ferrari'nin önemli değerlerini keşfettim. İlk aylarım hep böyle geçti. Sonunda takımdan çok ama çok daha etkilenmiş oldum.

S. Ferrari ve Kimi Raikkonen'nin geçinememe nedenlerinden biri de Raikkonen'nin liderlik vasfına sahip olmamasıydı. Acaba Ferrari bu özelliği sende bulabildi mi?

FA: Bilmiyorum. Benim vazifem aracı sürmek. Elbette mühendislere ve fabrikadakilere verdiğiniz bilgiler daha iyi sonuçlar alınmasını ve daha iyi tasarımlar yapılmasını sağlar. Her ne kadar mühendislerimiz mükemmel olsa da fabrikadaki simülasyonlarda %100 gerçekçi veri elde edilemiyor ve bu yüzden bizim ilettiğimiz veriler çok önemli. Hem Felipe hem de ben bu konuda aynı görüşe sahibiz ve ikimiz de takıma elimizden geldiği kadar destek olmaya çalışıyoruz.

S. Fakat takıma gelmenle beraber onları ateşleyip ileriye götürdüğünü düşünmüyor musun?

FA: Stratejiler, araç ayarları ve aracın gelişimi konularında Ferrari'den kesinlikle birçok şey öğrendim. Elbette benim de geçmiş bir birikimim vardı ve ben de bildiklerimi onlara aktardım. Muhtemelen bazı önerilerimi not aldılar ve bu onlara destek oldu. Geçmiş tecrübeler gelecek için her zaman yararlı olur.

S. Takıma bir ilham kaynağı oldun, zor anlarda onları ateşledin. Kore'de pitstopun gecikmesinde hatayı kendi üstüne aldın, dakikalar sonra Domenicali hatanın takımdan kaynaklandığını açıkladı. Yani açıkca güzel bir takım ruhu var...

FA: Şey, bence takım sana fazlasıyla destek olduğunda, pistte iyi bir iş çıkarmak zorundasın ve onların %100 destek verdiği yerde sen de %100 performans göstermelisin.

Valensiya'da ve Silverstone'da olduğu gibi kötü anlarımız oldu ve bu anlarda pes etmediğimizi gösterdik. Ferrari'nin asla pes etmeyeceğini biliyordum çünkü Ferrari her haftasonuna kazanmak için geliyor, fakat benim yapmak istediğim onlara benim de asla pes etmeyeceğimi göstermekti. Takımda yeniyim ve elbette gelecek sezon hiçbir şey söylemem gerekmeyecek çünkü beni tanıyor olacaklar. Ama ilk senemde bazı şeyleri söylemem gerekti.

Kore'de örneğin, basın toplantısında gerçekten kendi hatam olduğunu düşünüyordum çünkü pite girerken biraz kaymıştım. Fakat ardından lastiklerden birinin takılamadığını öğrendim. Yani bence hatalar yarı yarıyaydı.

S. Gerçi sezon başında kötü giden olan anlarda oldu. Avusturalya'da Felipe Massa'nın arkasına takılıp kaldığında bu biraz olay oldu.

FA: Hayır. Aslında Avusturalya iyi bir sonuçtu. Bu garip, ve bazen görmesi zor aslında. Anlaşılan insanlar o anda akıllarına getiremediler fakat Avusturalya'da Button ile kaza yapıp spin attıktan sonra sonunculuğa düşmüştüm. Ama herkes Felipe'nin ardına takıldığım turlar hakkında konuştu.

S. Sezon başında yapılan güncellemeler hakkında ne düşünüyorsun? Tüm dikkatler F-Kanal ve difüzöre verilmişti. Bu yüzden diğer alanlarda pek bir gelişim olmadı.

FA: Evet. Sezona kesinlikle çok güçlü başladık. Kış testlerinde ve Bahreyn'de rekabetçi bir aracımız vardı, ardından dediğin gibi F-kanal ve egzoz sistemi üzerinde çalışarak gelişim hızımızı kaybettik. Kış aylarında tasarladığımız egzozlardan sonra, o şekilde bir üflemeli arka kanada izin verilmesi bizi şaşırtmıştı. Bu 2010 sezonunda biraz göz ardı edilen bir konu oldu ama neyse.

S. Peki takımın Silverstone'a gelene kadar yavaş bir gelişim hızı gösterdikten sonra bir anda çok hızlanmasını sağlayan neydi?

FA: Elbette Silverstone'dan önce de ilerleme kaydediyorduk fakat araç için en önemli ana unsurlar F-kanal ve egzoz sistemiydi. Sezon başında F-kanala sahip olan bir takım vardı zaten ve bir takımın da egzoz sistemi vardı. Bu yüzden kovalayan hep biz olduk. Asla yeterli seviyeye ulaşamadık. Bazı yarışların zor geçeceğini biliyorduk ve amacımız rekabetçi bir araca sahip olana kadar olabildiğince fazla puan toplamaktı. Elimizden gelenin en iyisini yaptık ve galiba Valensiya ile Silverstone arasında bir vakitte onların seviyesini yakalayan rekabetçi bir araca sahip olduk.

S. Senin imajın ülkeden ülkeye değişiyor. İspanya'da tanrı gibisin, fakat Britanya'da seni seven insanlar olsa da bazıları seni kötü bir adam olarak görüyor. Diğerlerinin ne düşündüğü seni ilgilendiriyor mu? Ya da bu sadece sporun bir parçası mı?

FA: Bu sporun bir parçası. Geçen gün Amerika'daki en az popüler olan iki ismin Kobe Bryant ve LeBron James olduğunu okumuştum. Bu birçok şey ifade ediyor.

Başarılı olduğunuz ve iyi bir performans sergilediğiniz zamanlarda insanlar sizden pek hoşlanmazlar. Ama her yarışta 18. olursanız çok hoş biri olursunuz. Bu yüzden, umarım gelecekte de kötü bir adam olmaya devam edeceğim...

S. Almanya GP'sinin ardından İngiliz basınının üstüne gelmesi seni kızdırdı mı?

FA: Hayır. Bence bu...bu onların sorunuydu. Bir açıdan onlar için üzülüyorum çünkü muhtemelen bizim gibi mutlu ve güzel bir hayatları yok. Bu onların davranış biçimi, ve dediğim gibi onlara yazık, fakat bizim için bir sorun yok. Ferrari'nin güçlü bir şekilde kenetlenmesi ve birlik olması bazılarını mutlu etmiyor. Onlar bu birlikteliği sevmiyorlar. Bu onların sorunu, bizim değil.

S. Şu ana kadar birçok güçlü takım arkadaşa sahip oldun, 2004'de Jarno Trulli, 2005'de Giancarlo Fisichella, 2007'de Lewis Hamilton ve bu yıl Felipe Massa. Felsefi bir açıdan bakarsak, sence bir takım şampiyonluk yoluna zarar vermeden iki tane eşit pilota sahip olabilir mi?

FA: Sürücü olarak bence iki pilot da eşit olmak zorundalar. Eşit şartlara sahip olmalılar. Özellikle güçlü takımlarda böyle olmalı çünkü şampiyonluk yolunda giden bir takımın elinde iki tane alternatifi olmalı. Fakat içlerinden birinin matematiksel açıdan şansı kalmadığında takım bazı kararlar alabilir.

S. Fakat seni tehdit eden bir takım arkadaşın olmadığında daha rahat olmuyor musun? Bu senin ensende biten bir takım arkadaştan dolayı endişelenmek yerine galibiyete odaklanmanı sağlamıyor mu?

FA: Hayır. Bence bu pek bir şeyi değiştirmez. Her zaman en iyisini yapmaya çalışırsın. Bazen başarabilirsin bazen başaramazsın. Bu çok fazla konsantre olmanı gerektiren bir durum değil.

S. Fernando Alonso nasıl birisi? Pist dışında neler yapıyor? Nasıl sakinleşiyor?

FA: Çoğu sporu seviyorum. Televizyonda futbol, bisiklet ve tennis seyretmeyi seviyorum. Sıradan günlerde sabah kalktığımda 3-4 saat bisiklete biniyorum, öğleden sonra 29 yaşında birisi neler yapıyorsa onları yapıyorum. Supermarkete gidiyorum. Sinemada film izliyorum. Yani normal şeyler.

S. F1'in tarihine karşı duyguların nasıl?

FA: Dürüst olmak gerekirse geçmiş ile pek ilgim yok. Ben çocukken İspanya'da F1 popüler bir spor değildi. Öyle pek bir bilgim yok. Ben şu anda olan zamana konsantre oluyorum.

S. Yani hiç yarış kahramanın yok mu?

FA: Şey, evet. Ben 7-8 yaşlarımdayken Ayrton Senna kazanan isimdi. Şampiyon oluyordu. İspanya'da F1 canlı yayını yoktu ama haberlerde hep onun galibiyet haberleri veriliyordu ve çocukken doğal olarak kazananları seversiniz. Bu yüzden Kartinge başladığımda idolüm Ayrton Senna idi.

S. Filmini izledin mi?

FA: Hayır. Henüz değil. Ama izleyeceğim."


Kaynak: TurkiyeF1.com

18 Aralık 2010 Cumartesi

Webber Boş Durmuyor


Sezonun bitmesiyle birlikte Mark Webber için daha da yoğun bir dönem başladı.

Arka arkaya reklam ve benzeri çekimlere katılan Webber, bu hafta Bangkok'taydı.

RB6 ile bir gösteri sürüşü yapan Avustralyalı pilot, Thai boksçularıyla da bir çekim gerçekleştirdi...

17 Aralık 2010 Cuma

Lotus Savaşları'nda Açıklamalar Muharebesi


Lotus takımının sahibi Tony Fernandez, Lotus Grubu’nun CEO’su Dany Bahar’ın Renault ile anlaşmasının ardından geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamaya cevap verdi.

Bahar, Tony Fernandez’in takımı ile anlaşmanın kendileri için Formula 1’e girmenin maliyetini üç kat arttıracağını söylemiş ve “gereksiz” olarak nitelendirmişti.

Fernandez “Dany Bahar’ın açıklamasına göre Renault’nun üç katı para istemişiz. Böyle bir şey kesinlikle yok. Renault ile yıllık yaklaşık 20 milyon için anlaştılar. Küçük bir hesapla neredeyse 60 milyon bulan bir teklif sunduğumuz anlamı çıkıyor ki bu rakam bizim tüm bütçemizin bile üzerinde. Tamamen gerçek dışı bir açıklama ve son derece rahatsız edici” dedi.

Lotus Takımı Teknik Sorumlusu Mike Gascoyne ise “Dany Bahar bizimle çalışmak istemiş anlaşılan ki bu konuyu gündemden düşürmüyor. İlginç çünkü biz bu kadar istekli olduğunu fark edememiştik” açıklaması yaptı.

Hindistan Pistinden İlk Görüntüler...




2011'de ilk kez düzenlenecek olan Hindistan GP'nin yapılacağı pistin inşaatı son hızla devam ediyor.

Bernie Ecclestone da Hindistan'ı ziyaret ederek durum hakkında organizatörlerden bilgi aldı.

Formula 1 çevrelerinde, Hindistan'ın ikinci bir Kore vakası olmayacağı ve beklenen sürede pistin tamamlanacağı görüşü hakim...

Lotus'tan Noel Baba'ya...


Lotus takımı, Noel kartı hazırlamış...

İşte o kartta yazanlar:

"Sevgili Noel Baba,

Başardık. Yeni takımların en iyisi olduk.

Rudolf iki Noel arası ne yapıyor? Bizim yeni bir rüzgar tünelimiz var artık ve aerodinamik mühendisi kadromuzda da boş yer... Düşündük ki, uçan geyik olarak aerodinamik konusunda bize birkaç fikir verebilir.

Sevgiler
Lotus Racing

NOT: Her sekiz günde bir gerçekten hızlı bir otomobil alabilir miyiz!"

16 Aralık 2010 Perşembe

THY ve Formula 1




Türk Hava Yolları, NBA'in gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından Kobe Bryant'la kurumun marka elçisi olması için sözleşme imzaladı. Öncelikle bu büyük bir başarı ve bu hamleleri için büyük bir alkışı hak ediyorlar... THY 'nin Stratejisi çok farklı,gösterişli ve bana göre doğru bir strateji.

Alanında çok popüler ve güvenilir olan isimler ve kurumlarla sözleşme imzalıyorlar, bu sayede gerçek anlamda "Globally World's" seviyesine geliyorlar... Ancak bu yazıyı kaleme almamın asıl sebebi şu: Her zaman çok uzağa gitmeye gerek yok, zira bu uluslarası değerlerin en büyüklerinden biri "Formula 1" senin elinde. Dünyada sadece 19 pistte yapılan motorsporlarının zirve organizasyonlarından ayaklarından biri, belki de takvimin en güzel pisti olan Istanbul Park'ta koşuluyor. THY bu organizasyona sponsorluk yaparak adını Türkiye'nin "Globally World's" pencerelerinden birinde çok net duyurabilir. Bu sayede hem kendi adını bir başka boyutta duyurmuş olur hem de ülke repütasyonu seviye atlar... Bazı HavaYolları'nın F1'deki kazalar sebebiyle bu organizasyondan uzak durmak istedikleri bilinen bir gerçek. Yani içinde kaza kavramı olan bu sporla çok da özdeşleşmek istemiyorlar. Bir ölçüde ve ilk bakışta mantıklı gözükebilir; ancak bu düşüncenin büyük resme bakılarak karar verilen bir fikre dönüştüğü konusunda şüpheliyim.

Formula 1 Dünyanın en büyük uluslararası spor organizasyonlarından biri. Ekonomik getirisi ve reklamnın dışından bir global marka, tıpkı THY'nin ulaşmak istediği hedefi gibi. Yani adınızın bu marka ile anılması sizi istediğiniz hedef globallikse -ki o- kolayca potaya sokacaktır. Düşünün dünyanın en önemli hava yollarından Ethiad, Gulf Air, Qantas gibi şirketler de kendi ülkelerinde Grand Prix'lerine sponsor olmuş durumdalar. Uçaklarının boyasını tıpkı THY'nin Barcelona ve Manchester UTD'a yaptığı şekilde F1 tarzında yapıyorlar.Reklamlarını bu noktadan hareket ederek, dünyayı buluşturma noktasında topluyorlar. Düşündükleri asıl şey ise, pistteki kaza bizi kötü etkiler değil, bu uluslararası marka ile bir aradayız. Dünyayı buluşturuyoruz. Yıldızlar gökyüzünde bizimle uçuyor - İstanbul'a bizimle konuyor. Global düşünce - Büyük Resim... Kimse pistteki THY ile özdeşleştirmez, tıpkı futbolcu sakatlıklarını özdeşleştirmeyecekleri gibi. Ama uluslarası vizyonu, globalleşmeyi, yıldızların seçimini her daim hatırlayacaklardır..... Şampiyona bitmiş ve üzerinden aylar geçmiş olmasına rağmen asıl konu halen İstanbul GP'si, bunu unutmamak lazım.


Bir örnekle gelelim yazının sonuna. Abu Dabi GP'sinin ardından Birleşik Arap Emirlikleri'nden , İstanbul'a Ethiad'la döndük. Ethiad, Abu Dabi'deki yarışın resmi sponsoruydu. Uçağın üzerinde dev puntolarla Ethiad Airways Abu Dabi GP yazıyor ve F1 Dünyası bu uçakla taşınıyordu.Ayrıca tüm koltuklarda "F1 Racing -Abu Dabi Edition" vardı. (Arapça ve İngilizce baskılarla).. Pilot, kalkış öncesi ilk olarak (hepimiz sıradan açıklamalar yapacak sanarken) "Umarım iyi bir Ethiad Abu Dabi GP geçirmişsinizdir. Biz büyük keyif aldık,gerçi Alonso'muz kaybetti ama mücadele harikaydı" şeklinde bir anons yapınca dünyanın 4 bir yanından onlarca insanı taşıyan uçakta uluslararası bir dil "Sporun dillinin" egemen olduğu ortaya çıktı.



Ethiad Havayolları, kendi evinde içinde kazalar olduğudan dolayı hatırlanacak bir yarış pistine sponsor olduğu için değil, tarihe tanıklık edilirken kendisinden Ethiad Abu Dabi Grand Prix olarak bahsedildiği ve tarih boyunca da böyle bahsedileceği için gururluydu. Tıpkı Avustalya, tıpkı Bahreyn, Kanada ve niceleri gibi....

Alonso'yu Hiç Böyle Görmediniz...



Ferrari'nin Maranello'daki fabrikasını Noel ve yeni yıl coşkusu sarınca, Alonso ve Massa da kendilerini bu sele kaptırmışlar...

Noel Baba kıyafetleri giyip Maranello'daki çalışanların çocukları ile bir araya gelen iki pilot, hediye dağıttılar, şarkılar söylediler ve çocuklar gibi eğlendiler...

Ağır ve sakin biri olarak tanınan Fernando Alonso'yu, Noel Baba kıyafetleri içerisinde çocuklarla birlikte şarkılar söylerken görmek ise, kabul edelim ki, bir daha kolay kolay yaşanabilecek bir an değildi.

Massa ise, güleryüzü ve eğlenceli tavırları ile keyifli bir geçirdi...

Maranello'daki Noel partisinde, en az çocuklar kadar eğlenen bir isim daha vardı; Luca di Montezemolo... Ferrari Başkanı'nın enerjisi bir an olsun azalmadı ve partinin keyfini doyasıya çıkardı.

15 Aralık 2010 Çarşamba

Yetenekler de Sınırlıdır




Almanya'da düzenlenen Race of Champions'da, organizasyonun yayıncısı ZDF kanalı ve Alman Formula 1 severler için Vettel ve Schumacher, futbol toplarıyla küçük bir şov yapmak istediler.

Ancak seri penaltı atışları gösterdi ki, yeteneklerin de bir sınırı vardır...

"Bahse Girdim ve Kaybettim"


Lotus takımının sahibi Tony Fernandez ile Virgin takımının sahibi Richard Branson, 2010 sezonunda takımlar sıralamasında kimin daha üst sırada yer alacağına dair bahse girmişlerdi.

Bahsi kaybeden Branson olmuştu. Cezası da Air Asia'nın uçuşlarından birinde hostes kıyafeti giyip misafirlere servis yapmaktı...

21 Şubat 2011'de Kuala Lumpur uçuşunda hostes olarak görev yapacak olan Branson, durumu lehine çevirmenin bir yolunu buldu elbette.

Branson rahat tavrıyla, "Bahse girdim ve kaybettim. Şimdiki amacımız bu uçuştan mümkün olduğu kadar çok para toplayıp hayır işleri için kullanmak olacak" diye konuştu.

Felipe; Fernando is faster than you..


FIA'nin gecesinde gülümseten bir an. :)

14 Aralık 2010 Salı

FIA'dan "Zorla Güzellik"


FIA’nın onayladığı yeni kuralların detayları ortaya çıkmaya başladı.


2011’den başlayarak Formula 1’de radikal kuralları yürürlüğe koyan FIA, pilotların yarış içerisindeki sportmenlik dışı hareketlerine ağır cezalar getirecek.


Michael Schumacher’in, Macaristan’da Rubens Barrichello’yu bariyerlere itmesi gibi, sportmenliğe aykırı hareketler, pilotların bir sonraki grad prix’e katılmasının yasaklanmasına kadar varabilecek cezalar uygulanabilecek.


Kendisine avantaj sağlamak adına pist dışına çıkmak, arkasından gelen rakibinin kendisini geçmemesi için zigzag çizmek, rakibini engelleme manevralarına başvurmak gibi davranışlar da ceza gerektirecek.


FIA’nın uygulamaya başlayacağı yeni kurallar tur bindirmelerde de yeni düzenlemeye gidiyor. Bundan böyle, tur bindirilen otomobil, arkasından gelen hızlı otomobile uygun olan ilk pozisyonda yol verecek. Aksi durumda mavi bayraklarla uyarılacak. Uyarıyı dikkate almayan pilotun otomobili kenara çekilerek yarış komiserlerine ifade vermek zorunda kalacak.

Bir Sıralama, İki Lider...


Alman Auto Motor und Sport, Formula 1'de 2010 sezonunda pilotların spin, kaza gibi sürüş hatalarını değerlendirerek yaptığı "hatalar" sıralamasını açıkladı.

2010 sezonunda, yalnızca iki kez aracına ağır hasar veren ve 2011 için henüz bir takımla anlaşamayan Nico Hulkenberg en az hata yapan pilot oldu. Jenson Button ve Rubens Barrichello ikinciliği paylaştılar.

Jenson Button, "Bu kadar az hata yapmak iyi bir şey mi emin değilim. Belki yeterince risk almadığım anlamına da geliyor olabilir" diye konuştu.

Listenin diğer bir lideri ise Kamui Kobayashi... Yılın En İyi Çaylağı seçilen Japon pilot, 60'dan fazla hata ile rakiplerine fark atmayı başardı.

Kobayashi, bu liderliğin kendisini "kamikaze" yapmayacağını düşündüğünü söylüyor ve ekliyor: "Kamikaze pilot olsaydım bu kadar puan toplayamazdım"

Şampiyonluk yarışını kaybeden iki tecrübeli pilot, Fernando Alonso ve Mark Webber 30'ar hata ile 10, genç şampiyon Sebastian Vettel 34 hata ile 13, Lewis Hamilton 18, efsane Michael Schumacher ise 20.liği elde etti.

13 Aralık 2010 Pazartesi

“2010 Zor Bir Ders Oldu”


Şampiyon pilot, 2010 sezonunun kendisi için çok zor geçtiğini ama çok şey öğrendiğini söyledi.

2010 sezonun kendisine çok şey öğrettiğini belirten Alman pilot, “Gerçekten çok zor bir yıl oldu ama neyse ki sonu güzel bitti. Çok önemli dersler aldım. En önemli ders ise, ne yaşanırsa yaşansın, yarış bitip de odanıza döndüğünüz ve aynada kendinizle yüzleştiğiniz anda anlıyorsunuz olan biteni. Olayların sıcaklığı sürerken fark edemediklerinizi görmeye başlıyorsunuz. Kalbinizin derinliklerinde gerçeğin ne olduğunu biliyorsanız, kimin ne yazdığı veya düşündüğünün bir önemi kalmıyor” dedi.

Takım arkadaşı Mark Webber ile gerilimli bir yıl geçirmiş olmasının üzerine konuşmak istemediğini dile getiren Sebastian Vettel, “Bu konu hakkında yıl boyunca konuşmadım ve şimdi konuşmak da doğru bir zamanlama olmaz” ifadesini kullandı.

“Geçen sezonun başında şampiyonluk kupasının fotoğraflarını topluyordum. Çünkü bir sporcu her zaman mümkün olduğunca yükseğe bakmalıdır. Yaşadıklarım çok güzeldi. Ama artık ileriye, geleceğe bakmalıyım” diye konuşan Vettel, 2011 öncesi dinlenme ve başarısının boyutlarını doğru şekilde algılamak için yeteri kadar fırsat bulduğunu söyledi.