8 Şubat 2011 Salı
Sezonun Başlamasına 31 Gün Kaldı
17 Ocak 2011 Pazartesi
Formula 1 2011'e 53 Gün Kaldı...
Formula 1'de 2011 sezonu heyecanının başlamasına 53 gün kaldı...
Hafızalarımızı tazelemeye devam ediyoruz...
İki takım arkadaşının birbirlerini geçmek için verdiği mücadele İstanbul'u Formula 1 tarihine büyük harflerle kazıyor.
2010 Türkiye Grand Prix'sinde Red Bull pilotları ilk iki sırada yarışa devam ederlerken liderlik mücadelesine girişiyorlar. Vettel Webber'e, Webber de Vettel'e müsade etmeyince iki pilot pist dışına sürükleniyorlar. Vettel yarış dışı kalıyor, Webber zorlukla yarışa geri dönmeyi başarıyor.
Dünya medyasında 2010 yılının en çok konuştuğu üç başlıktan biri oluyor bu kaza... Öyle ki, Vettel şampiyon olduğunda ajans haberlerinde İstanbul hala cümle içerisinde kullanılmaya devam ediyordu.
9 Ocak 2011 Pazar
Heyecanın Yeniden Başlamasına 60 Gün Kaldı...
Formula 1'de yeni sezona geri sayımı sürdürüyoruz...
İşte 2010'dan geriye kalan unutulmaz sahnelerden biri daha...
13. yarış, Belçika GP... Sebastian Vettel Spa-Francorchamps'taki yarışa adeta damga vuruyor ama bu sefer biraz farklı bir damga...
Genç Alman Belçika'da 2 kez kazaya karışıyor ve bir kez de pitten geçme cezası alıyor. Vettel'in kazanma arzusunun kurbanlarından biri Jenson Button oluyor. İngiliz yarış dışı kalıyor ve Sebastian Vettel, yarışı TRT'den takip eden izleyiciler tarafından Terminatör Vettel ilan ediliyor...
Belçika GP, 2010 yılında kesinlikle unutulmaz bir yarış olarak hafızalara kazınıyor...
2011 için heyecanın dozu git gide artıyor...
7 Ocak 2011 Cuma
62 Gün Kaldı...
Formula 1'de 2011 sezonunun başlamasına 62 gün kaldı...
Son şampiyon ise bu görüntülerle hafızalara kazındı...
3 Ocak 2011 Pazartesi
Formula 1 2011'e Doğru... Hazır Mısınız?
Formula 1'de 2011 sezonunun başlamasına 66 gün kaldı...
Hazır mısınız?
28 Aralık 2010 Salı
Hamilton'dan Samimi İtiraf

McLaren’in İngiliz pilotu Lewis Hamilton, özel hayatındaki bazı problemlerin 2010 yılındaki şampiyonluk mücadelesini etkilediğini söyledi.
BBC televizyonuna verdiği röportajda Hamilton detaylara inmek istemediğini ancak pist dışındaki hayatın iniş çıkışları aklından çıkarmakta zorlandığını dile getirdi.
“İnsanların özel hayatı yeterince kolay ve mutlu olamayabiliyor. Geçmişte yaşananlar ve bugünkü davranışlarınız sizi istemediğiniz şekilde çevreleyebiliyor. Yarış günü otomobile bindiğinizde tüm bunları aklınızdan çıkartıp piste odaklanmak çok kolay değil. Aileniz, arkadaşlarınız ve etrafınızdaki pek çok insan bir şekilde performansınıza etki edebiliyor”
2011 sezonu öncesinde özel hayatındaki sorunları çözüp daha temiz bir zihinle yarışmak istediğini belirten İngiliz pilot, son dönemde pek çok sorunla uğraşmasına rağmen performansına kaldığı yerden devam eden Amerikalı golf oyuncusu Tiger Woods’u kendisine örnek aldığını söyledi.
Hamilton, “2010 pilotlar şampiyonasındaki dördüncülük benim için hayal kırıklığı oldu. Kariyerimde uzun bir süredir ilk üçün dışında kalmamıştım. Kendimle guru duymadığım bir sezon oldu. Çok daha iyisini yapabilirdim ama olmadı” diye konuştu.
22 Aralık 2010 Çarşamba
"Eleştiriler Haklı"

Mercedes GP ile anlaşarak Formula 1’e geri dönmesinin üzerinden geçen 1 yılın sonunda, Michael Schumacher kendi internet sitesinde geçen sezonu değerlendirdi.
Kendisine yöneltilen eleştirilerin haklılık payı olduğunu kabul eden efsane pilot, “Performansımın geçen sezon çok iyi olmadığını kabul ediyorum. Bu konuda gelen eleştirilerle yaşayabilirim. Bunları beni daha iyiye götürecek şekilde özümsemeye çalışıyorum” dedi.
“Oldukça zorlu bir sene oldu. Beklentilerimize ulaşamadık. Hedeflerinize ulaşmak için savaşmak zorundayız. Bu benim hayat görüşüm. Mercedes GP’deki çalışanlarla birlikte, bizi başarıya götürecek bir yol çizmeye çalışıyoruz. Hiçbirimiz zorluklar karşısında pes edecek insanlar değiliz. Motivasyonumuz yüksek. Yeni sezonun başlamasını dört gözle bekliyorum.”
Mercedes GP ile çalışmaktan asla pişmanlık duymadığını ve kariyeri boyunca karşısına çıkan zorluklarla baş etmeyi öğrenmeyi başardığına inandığını ifade eden Schumacher, 2011’den beklentilerinin yüksek olduğunu söyledi.
21 Aralık 2010 Salı
Vettel Almanya'da Yılın Sporcusu Seçildi

2010 F1 dünya şampiyonu Sebastian Vettel Almanya'da 2010 yılının sporcusu seçildi. Takımlarda Almanya Milli Futbol Takımı ve bayanlarda ise 2010 Kış Olimpiyatlarında iki şampiyonluğu bulunan Maria Riesch bu önemli ödülün sahibi oldular.
Yaklaşık 1500 spor yazarının oylarıyla belirlenen unvanlar, başarılarla geçen Vancour’da yapılan kış olimpiyatları, Güney Afrika’da yapılan Dünya Şampiyonası da dikkate alınarak yapıldı.
23 yaş ve 134 günlük Vettel Formula 1 tarihinin en genç dünya şampiyonu 4288 puanla birinci oldu.
Avrupa Masa Tenisi Şampiyonu Timo Boll 2088 puan alırken Golfçü Martin Kaymer 1763 puan aldı.
Boll, ‘’Hiçbir yerde 2. olmak bu kadar güzel değil’’ diyerek mutluluğunu dile getirdi.
Bayanlarda ise kombine ve salalom dallarında iki madalya kazanan Maria Riesch 3957 puanla birinci, Magdelena Neuer 3921 puanla ikinci oldu.
Milli takımlar sıralamasında ise Löw’ün Dünya Kupasında 3. Olan Alman Milli takımı 3436 puan ile milli takımlar birincisi oldu. Kürek milli takımı 1738 puanla ikici olurken Buz Hokeyi Milli takımı ise 1457 puanla üçüncü oldu.
19 Aralık 2010 Pazar
Alonso ile Çok Özel Röportaj

Ferrari'nin İspanyol pilotu Fernando Alonso, Autosport'tan Jonathan Noble ile özel bir röportaj için bir araya geldi.
Turkiyef1.com internet sitesinden Ömer Said'in derlediği röportajda İspanyol pilot İtalyan takımdaki ilk senesine ve kendisine dair samimi açıklamalar yaptı.
"Abu Dabi'deki sezon finalinin ardından hayal kırıklığına uğrayan Alonso, Ferrari garajının arkasına çekildi ve sessiz sedasız içeceğini yudumladı. Bunu görenler Alonso'nun takımından hiç memnun olmadığını düşünebilirdi. Özellikle yapılan basit bir taktik hatası ile kaybedilmiş bir sezon sonrası kimse onun mutlu olmasını bekleyemezdi.
Fakat mağlubiyetin sıcak etkisi Alonso'nun üzerinden gittikten sonra kendini toparladı ve yaptığı ilk açıklamada 2010 sezonunun Formula 1'de geçirdiği en iyi sezon olduğunu söyledi.
İşte mağlup olduğu Abu Dabi'deki sezon finalinden önce Jonathan Noble, Alonso ile çok özel bir ropörtaj yapma imkanı buldu. Alonso 'kötü çocuk' imajı, geçirdiği sezon ve Ferrari ile ilgili görüşlerini aktardı. Ayrıca İngiliz basınına ağır eleştirilerde bulundu.
S. Bu sezonun kariyerindeki en iyi sezon olduğunu birkaç kez dile getirdin. Neden peki? Zor koşullarda başarılı olduğun için mi? Büyük bir puan farkını kapatabilmiş olman mı? Ferrari'den daha hızlı bir takıma karşı kafa tutman mı?
Fernando Alonso: Çünkü her sabah mutlu bir şekilde uyanıyorum. Bir Ferrari pilotu olarak, bence içinde kararlılığın, profesyonelliğin, dostluğun ve mutluluğun olduğu bir takım buldum. Takım olarak hiç pes etmedik, yani takım bana ne kadar profesyonel olduğunu ve ne kadar çok çalışabildiğini gösterdi. Kariyerimde ilk defa şampiyonaya böyle bir felsefe ile yaklaşan bir takım buldum. Dediğim gibi her sabah uyandığımda aynaya bakıyorum ve bu takımın bir üyesi olduğum için tebessüm ediyorum.
S. Takıma dahil olmadan önce Mclaren'da olduğu gibi işlerin kötü gidebileceği endişesini taşıyor muydun?
FA: Bence gayet sakindim. Takımda kış aylarından ve önceki yıllardan tanıdığım kişiler vardı, Maranello'ya ilk kez geçen senenin sonunda gitmiştim ve ortam beni etkilemişti. Bu yüzden, rahattım, ardından kış testlerinde rahat olmanın doğru olduğunu gördüm ve testlerde takıma iyice ısındım. Sürpriz bir şekilde en ufak bir sıkıntım olmadı.
S. Ferrari diğer F1 takımları gibi değildir. Maranello özel bir yerdir. Bunu ne kadar çabuk hissedebildin ve Ferrari'yi çalıştığın diğer takımlardan ayıran nedir sence?
FA: Dediğiniz gibi, bu normal bir F1 takımı değil. Çok daha fazlası. Bu bir felsefe. Bu bir yaşam biçimi ve İtalyan seyirciler için bir din. Ferrari'nin ne kadar büyük olduğunu görmek beni şaşırttı aslında. Bunu ancak Ferrari'nin içinden tam olarak anlayabilirsiniz. Burası farklı bir Dünya. Stefano Domenicali ve başkan di Montezemolo bana Ferrari'nin efsanevi tarihini gösterdiler. Maranello'da adım adım Ferrari'nin önemli değerlerini keşfettim. İlk aylarım hep böyle geçti. Sonunda takımdan çok ama çok daha etkilenmiş oldum.
S. Ferrari ve Kimi Raikkonen'nin geçinememe nedenlerinden biri de Raikkonen'nin liderlik vasfına sahip olmamasıydı. Acaba Ferrari bu özelliği sende bulabildi mi?
FA: Bilmiyorum. Benim vazifem aracı sürmek. Elbette mühendislere ve fabrikadakilere verdiğiniz bilgiler daha iyi sonuçlar alınmasını ve daha iyi tasarımlar yapılmasını sağlar. Her ne kadar mühendislerimiz mükemmel olsa da fabrikadaki simülasyonlarda %100 gerçekçi veri elde edilemiyor ve bu yüzden bizim ilettiğimiz veriler çok önemli. Hem Felipe hem de ben bu konuda aynı görüşe sahibiz ve ikimiz de takıma elimizden geldiği kadar destek olmaya çalışıyoruz.
S. Fakat takıma gelmenle beraber onları ateşleyip ileriye götürdüğünü düşünmüyor musun?
FA: Stratejiler, araç ayarları ve aracın gelişimi konularında Ferrari'den kesinlikle birçok şey öğrendim. Elbette benim de geçmiş bir birikimim vardı ve ben de bildiklerimi onlara aktardım. Muhtemelen bazı önerilerimi not aldılar ve bu onlara destek oldu. Geçmiş tecrübeler gelecek için her zaman yararlı olur.
S. Takıma bir ilham kaynağı oldun, zor anlarda onları ateşledin. Kore'de pitstopun gecikmesinde hatayı kendi üstüne aldın, dakikalar sonra Domenicali hatanın takımdan kaynaklandığını açıkladı. Yani açıkca güzel bir takım ruhu var...
FA: Şey, bence takım sana fazlasıyla destek olduğunda, pistte iyi bir iş çıkarmak zorundasın ve onların %100 destek verdiği yerde sen de %100 performans göstermelisin.
Valensiya'da ve Silverstone'da olduğu gibi kötü anlarımız oldu ve bu anlarda pes etmediğimizi gösterdik. Ferrari'nin asla pes etmeyeceğini biliyordum çünkü Ferrari her haftasonuna kazanmak için geliyor, fakat benim yapmak istediğim onlara benim de asla pes etmeyeceğimi göstermekti. Takımda yeniyim ve elbette gelecek sezon hiçbir şey söylemem gerekmeyecek çünkü beni tanıyor olacaklar. Ama ilk senemde bazı şeyleri söylemem gerekti.
Kore'de örneğin, basın toplantısında gerçekten kendi hatam olduğunu düşünüyordum çünkü pite girerken biraz kaymıştım. Fakat ardından lastiklerden birinin takılamadığını öğrendim. Yani bence hatalar yarı yarıyaydı.
S. Gerçi sezon başında kötü giden olan anlarda oldu. Avusturalya'da Felipe Massa'nın arkasına takılıp kaldığında bu biraz olay oldu.
FA: Hayır. Aslında Avusturalya iyi bir sonuçtu. Bu garip, ve bazen görmesi zor aslında. Anlaşılan insanlar o anda akıllarına getiremediler fakat Avusturalya'da Button ile kaza yapıp spin attıktan sonra sonunculuğa düşmüştüm. Ama herkes Felipe'nin ardına takıldığım turlar hakkında konuştu.
S. Sezon başında yapılan güncellemeler hakkında ne düşünüyorsun? Tüm dikkatler F-Kanal ve difüzöre verilmişti. Bu yüzden diğer alanlarda pek bir gelişim olmadı.
FA: Evet. Sezona kesinlikle çok güçlü başladık. Kış testlerinde ve Bahreyn'de rekabetçi bir aracımız vardı, ardından dediğin gibi F-kanal ve egzoz sistemi üzerinde çalışarak gelişim hızımızı kaybettik. Kış aylarında tasarladığımız egzozlardan sonra, o şekilde bir üflemeli arka kanada izin verilmesi bizi şaşırtmıştı. Bu 2010 sezonunda biraz göz ardı edilen bir konu oldu ama neyse.
S. Peki takımın Silverstone'a gelene kadar yavaş bir gelişim hızı gösterdikten sonra bir anda çok hızlanmasını sağlayan neydi?
FA: Elbette Silverstone'dan önce de ilerleme kaydediyorduk fakat araç için en önemli ana unsurlar F-kanal ve egzoz sistemiydi. Sezon başında F-kanala sahip olan bir takım vardı zaten ve bir takımın da egzoz sistemi vardı. Bu yüzden kovalayan hep biz olduk. Asla yeterli seviyeye ulaşamadık. Bazı yarışların zor geçeceğini biliyorduk ve amacımız rekabetçi bir araca sahip olana kadar olabildiğince fazla puan toplamaktı. Elimizden gelenin en iyisini yaptık ve galiba Valensiya ile Silverstone arasında bir vakitte onların seviyesini yakalayan rekabetçi bir araca sahip olduk.
S. Senin imajın ülkeden ülkeye değişiyor. İspanya'da tanrı gibisin, fakat Britanya'da seni seven insanlar olsa da bazıları seni kötü bir adam olarak görüyor. Diğerlerinin ne düşündüğü seni ilgilendiriyor mu? Ya da bu sadece sporun bir parçası mı?
FA: Bu sporun bir parçası. Geçen gün Amerika'daki en az popüler olan iki ismin Kobe Bryant ve LeBron James olduğunu okumuştum. Bu birçok şey ifade ediyor.
Başarılı olduğunuz ve iyi bir performans sergilediğiniz zamanlarda insanlar sizden pek hoşlanmazlar. Ama her yarışta 18. olursanız çok hoş biri olursunuz. Bu yüzden, umarım gelecekte de kötü bir adam olmaya devam edeceğim...
S. Almanya GP'sinin ardından İngiliz basınının üstüne gelmesi seni kızdırdı mı?
FA: Hayır. Bence bu...bu onların sorunuydu. Bir açıdan onlar için üzülüyorum çünkü muhtemelen bizim gibi mutlu ve güzel bir hayatları yok. Bu onların davranış biçimi, ve dediğim gibi onlara yazık, fakat bizim için bir sorun yok. Ferrari'nin güçlü bir şekilde kenetlenmesi ve birlik olması bazılarını mutlu etmiyor. Onlar bu birlikteliği sevmiyorlar. Bu onların sorunu, bizim değil.
S. Şu ana kadar birçok güçlü takım arkadaşa sahip oldun, 2004'de Jarno Trulli, 2005'de Giancarlo Fisichella, 2007'de Lewis Hamilton ve bu yıl Felipe Massa. Felsefi bir açıdan bakarsak, sence bir takım şampiyonluk yoluna zarar vermeden iki tane eşit pilota sahip olabilir mi?
FA: Sürücü olarak bence iki pilot da eşit olmak zorundalar. Eşit şartlara sahip olmalılar. Özellikle güçlü takımlarda böyle olmalı çünkü şampiyonluk yolunda giden bir takımın elinde iki tane alternatifi olmalı. Fakat içlerinden birinin matematiksel açıdan şansı kalmadığında takım bazı kararlar alabilir.
S. Fakat seni tehdit eden bir takım arkadaşın olmadığında daha rahat olmuyor musun? Bu senin ensende biten bir takım arkadaştan dolayı endişelenmek yerine galibiyete odaklanmanı sağlamıyor mu?
FA: Hayır. Bence bu pek bir şeyi değiştirmez. Her zaman en iyisini yapmaya çalışırsın. Bazen başarabilirsin bazen başaramazsın. Bu çok fazla konsantre olmanı gerektiren bir durum değil.
S. Fernando Alonso nasıl birisi? Pist dışında neler yapıyor? Nasıl sakinleşiyor?
FA: Çoğu sporu seviyorum. Televizyonda futbol, bisiklet ve tennis seyretmeyi seviyorum. Sıradan günlerde sabah kalktığımda 3-4 saat bisiklete biniyorum, öğleden sonra 29 yaşında birisi neler yapıyorsa onları yapıyorum. Supermarkete gidiyorum. Sinemada film izliyorum. Yani normal şeyler.
S. F1'in tarihine karşı duyguların nasıl?
FA: Dürüst olmak gerekirse geçmiş ile pek ilgim yok. Ben çocukken İspanya'da F1 popüler bir spor değildi. Öyle pek bir bilgim yok. Ben şu anda olan zamana konsantre oluyorum.
S. Yani hiç yarış kahramanın yok mu?
FA: Şey, evet. Ben 7-8 yaşlarımdayken Ayrton Senna kazanan isimdi. Şampiyon oluyordu. İspanya'da F1 canlı yayını yoktu ama haberlerde hep onun galibiyet haberleri veriliyordu ve çocukken doğal olarak kazananları seversiniz. Bu yüzden Kartinge başladığımda idolüm Ayrton Senna idi.
S. Filmini izledin mi?
FA: Hayır. Henüz değil. Ama izleyeceğim."
Kaynak: TurkiyeF1.com
14 Aralık 2010 Salı
Bir Sıralama, İki Lider...
Alman Auto Motor und Sport, Formula 1'de 2010 sezonunda pilotların spin, kaza gibi sürüş hatalarını değerlendirerek yaptığı "hatalar" sıralamasını açıkladı.
2010 sezonunda, yalnızca iki kez aracına ağır hasar veren ve 2011 için henüz bir takımla anlaşamayan Nico Hulkenberg en az hata yapan pilot oldu. Jenson Button ve Rubens Barrichello ikinciliği paylaştılar.
Jenson Button, "Bu kadar az hata yapmak iyi bir şey mi emin değilim. Belki yeterince risk almadığım anlamına da geliyor olabilir" diye konuştu.
Listenin diğer bir lideri ise Kamui Kobayashi... Yılın En İyi Çaylağı seçilen Japon pilot, 60'dan fazla hata ile rakiplerine fark atmayı başardı.
Kobayashi, bu liderliğin kendisini "kamikaze" yapmayacağını düşündüğünü söylüyor ve ekliyor: "Kamikaze pilot olsaydım bu kadar puan toplayamazdım"
Şampiyonluk yarışını kaybeden iki tecrübeli pilot, Fernando Alonso ve Mark Webber 30'ar hata ile 10, genç şampiyon Sebastian Vettel 34 hata ile 13, Lewis Hamilton 18, efsane Michael Schumacher ise 20.liği elde etti.
13 Aralık 2010 Pazartesi
“2010 Zor Bir Ders Oldu”

Şampiyon pilot, 2010 sezonunun kendisi için çok zor geçtiğini ama çok şey öğrendiğini söyledi.
2010 sezonun kendisine çok şey öğrettiğini belirten Alman pilot, “Gerçekten çok zor bir yıl oldu ama neyse ki sonu güzel bitti. Çok önemli dersler aldım. En önemli ders ise, ne yaşanırsa yaşansın, yarış bitip de odanıza döndüğünüz ve aynada kendinizle yüzleştiğiniz anda anlıyorsunuz olan biteni. Olayların sıcaklığı sürerken fark edemediklerinizi görmeye başlıyorsunuz. Kalbinizin derinliklerinde gerçeğin ne olduğunu biliyorsanız, kimin ne yazdığı veya düşündüğünün bir önemi kalmıyor” dedi.
Takım arkadaşı Mark Webber ile gerilimli bir yıl geçirmiş olmasının üzerine konuşmak istemediğini dile getiren Sebastian Vettel, “Bu konu hakkında yıl boyunca konuşmadım ve şimdi konuşmak da doğru bir zamanlama olmaz” ifadesini kullandı.
“Geçen sezonun başında şampiyonluk kupasının fotoğraflarını topluyordum. Çünkü bir sporcu her zaman mümkün olduğunca yükseğe bakmalıdır. Yaşadıklarım çok güzeldi. Ama artık ileriye, geleceğe bakmalıyım” diye konuşan Vettel, 2011 öncesi dinlenme ve başarısının boyutlarını doğru şekilde algılamak için yeteri kadar fırsat bulduğunu söyledi.
FIA'dan Unutulmaz Sezona Dair...
Formula 1 2010 sezonuna dair, unutulmaz anlar, daha önce görmediğimiz görüntüler, takım telsizleri, garajlarda ve pistlerde yaşananlar...
FIA'nın Monaco'da gerçekleştirilen Ödül Gecesi'nde gösterilen video, 2010'un neden unutulmaz bir sezon olduğunun kanıtı gibi...
3 Aralık 2010 Cuma
Alonso "En İyi Pilot"

Alonso “En İyi Pilot” Seçildi.
Takım patronlarının sezon sonu oylamasında en iyi pilot Fernando Alonso seçildi.
Fernando Alonso, AutoSport dergisinin düzenlediği ve Formula 1 takım patronlarının oylarıyla seçilen “Yılın Pilotu” oylamasında ilk sırayı aldı.
Formula 1’deki 12 takımın patronlarının, en iyi olduklarını düşündükleri pilottan başlayarak sırasıyla 25-18-15-12-10-8-6-4-2 ve 1 puan sisteminde yaptıkları oylama sonucunda Ferrari’nin İspanyol pilotu Fernando Alonso rakiplerini geride bıraktı.
Son yarış Abu Dabi’ye kadar sürdürdüğü şampiyonluk mücadelesini Sebastian Vettel’in arkasında tamamlayan Alonso, Yılın Pilotu oylamasında genç rakibinin önünde yer aldı.
Şampiyonluğu kaybetmesine rağmen çok iyi bir sezon geçirdiğini ve takım patronlarının oylamasının bu görüşünü desteklediğini belirten Alonso, kendisini ilk sıraya layık gören herkese teşekkür etti.
Oylamada ikinci sırayı Sebastian Vettel elde ederken, üçüncü Lewis Hamilton, dördüncü Mark Webber ve beşinci Robert Kubica oldu.
2009 Pilotlar Dünya Şampiyonu Jenson Button sıralamada altıncı sırada kendine yer buldu. İngiliz pilotu Nico Rosberg, Nico Hulkenberg, Felipe Massa ve Rubens Barrichello takip etti.
"Önde Olmak"

Mark Webber, Avustralya'da ilk kitabını sevenleri için imzaladı.
Webber, "Önde Olmak" 2010 - Unutulmayacak Bir Sezon adlı kitabında, yıl boyunca yaşadıklarını, yükseliş ve düşüşlerini, tartışılanları, şampiyonluk mücadelesini ve F1 pilotunun bir sezonunun hikayesini anlatıyor.
Kitabın her bölümü, yarışın hemen ardından kaleme alınmış ve olaylar hakkındaki duygularını sıcağı sıcağına kağıda dökmüş Avustralyalı pilot...
30 Kasım 2010 Salı
Formula 1 Kulübü Stüdyosunda Olmak...
Geçtiğimiz sezonu, yarışlardan ve padok alanlarından gelen fotoğraflar, açıklamalar, haberler ve ekibimizin hazırladığı bantlarla bol bol anlattık.
Bu kez Formula 1 Kulübü stüdyolarına neler yaşandığını paylaşalım istedik...
Stüdyomuzdaki bu dev ekran, program boyunca televizyon ekranlarından bizi izleyen izleyicilerimize canlı ve yarış görüntülerini göstermek için kullanıldı.
Ancak yarış ve sıralama turları sırasında stüdyomuzun ışıklarını kapatıp, 2 metrelik dev ekranda, seyirci ve konuklarımıza birlikte bizlere sinema tadında Formula 1 heyecanı sunuyordu.
Start anını bu ekranda izlemenin keyfini tarif edebilmek inanın çok kolay değil...
İşte tarihi bir an...
2010 Formula 1 sezonu pilotlar şampiyonu Sebastian Vettel, McLaren pilotları ile birlikte podyumda...
Stüdyoda ise herkes yerini almış, yayına girmeye hazır, Serhan Acar'ın müthiş yarış anlatımını basın toplantısıyla birlikte bitirmesini bekliyor.
Okay Karacan, programa hazırlanıyor... Her zamanki gibi heyecanlı, keyifli ve çok rahat.
Formula 1 dünyasının en genç yorumcusu Efe Akçay, İstanbul teknik Üniversitesi F1 Takımı'nın otomobilinde...
Çok sevdiği Vettel gibi, aracın içinden zafer işareti yapıyor...
Formula 1 tutkunu seyircilerimiz, stüdyomuzda hatıra fotoğrafı çektirmek isteyince, Okay Karacan seyircilerimizi kırmıyor ve fotoğraf makinesini eline alıyor...
15 Kasım 2010 Pazartesi
Unutulmaz Bir Sezon...
2010...
Formula 1 tarihinin unutulmaz sezonu...
Neler yaşandı, hafızalara neler kazındı...